Hayat,Paylaştıkça Çoğalır...

13 Haziran 2011 Pazartesi

Kemoterapi İçin Start Verildi...

Tedavi programı belirlenmişti. Kesin ve kesin kemoterpiye başlayacaktım. Bu tedavi 6 ay sürecek 21 gün aralıklarla 3 gün üst üste ilaç alacaktım. Bu arada okullar açılmış fakat ben tedavi nedeniyle dondurmuştum. 1 sene kaybım olacaktı. Henüz değneksiz yürüyemiyordum. Önümde çooook uzun bir yol vardı...

İçim de yine o bitmek tükenmek bilmeyen korku ile hastaneye gittim. Onkoloji servisi nasıldı ? İnsanlara ne yapıyorlardı ? Nelerle karşılaşacaktım ? Ne kadar saat kalacaktım ? Sedye üzerindeyken onkoloji polikliniğine gidene kadar aklımda uçuşan sorulardı. Polikliniğe girdim ve ilk şoku yaşadım ! Hastalar bitkin, yüzlerinde maske takılı,saçları,kaşları,kirpikleri dökülmüş,ayakta durmayı bırakın oturmakta bile zorluk çekiyorlar. Ben henüz 15 yaşındaydım. Bu duruma gelmek,bu görüntüye bürünmek istemiyordum. Çocukluğuma yakıştıramıyordum bu manzarayı...

İşlemlerim yapıldı ve tedavi odasına geçtim. Yine aynı manzara ! Hastalar sandalyede oturuyorlar ,kollarında serum bağlı ilaç alıyorlardı. Bu tablodan anladım ki bende de damar yolu açmaları gerekecekti. Çok zor bulunan damarlarım vardı ve ilk seferde açılması mucize olurdu.

İlaçlar serumlara enjekte edildi. Tek bir serum değil 3 büyük şişe serum alacaktım. Hemşire ile karşı karşıya geldik. '' - Erdinç damar yolu açacağım. Ailen damarlarının zor bulunduğunu söyledi. Lütfen çok kıpırdama. İlk seferde halledelim. '' ben titrek bir tonla '' - Peki '' cevabını verebildim. İlk deneme başarısız,ikinci deneme başarısız,üçüncü deneme oldu derken yine başarısız ve dördüncü denemede bingooo ! Damar yolum açılmıştı fakat ben tükenmiştim. Hiç kıpırdamadan duruyordum. İlaçları hissetmiyordum. Serum şişesinin içinde ilaç kırmızı renkti. İçimden '' harika ! bu böyle bir tedavi ise hiç zorlanmayacağım ve çabucak atlatacağım '' diyordum.

Tam 4 saat olmuştu. Serum çekildi ve '' hadi Erdinç yarın yine görüşeceğiz '' sesi ile kalktım sandalyeden. Hiç sağıma soluma bakmadan hareket ediyordum. Etrafımdakileri görmek istemiyordum. Başım hep öne eğik bir şekilde yürüyordum. Sedyeme çıktım ve hastane çıkışına doğru ilerlemeye başladık. '' Erdinç iyi misin anneciğim ? var mı bir ağrın ,sızın ? Kendini nasıl hissediyorsun ?  - İyiyim anne. Sadece iğne yerlerim acıyor. Onun dışında her şey normal. Bir problem yok. ''

Eve vardık ve dinlenmeye çekildim. Yorulmuştum. Koltuk değnekleri ile yürümek zordu ya da ben nasıl kullanılacağını bilmiyordum. Önümde 2 gün daha vardı. Ondan sonra 21 gün rahattım ( tabi ben öyle zannediyordum...) Günlüğüme kemoterapi günlerimi not almaya karar vermiştim. Biraz dinlenince aldım elime kalemi başladım yazmaya...

5 yorum:

  1. Merhaba Erdinç, geçti değil mi herşey, geçti bitti...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Ahu. Evet geçti hamdolsun. 13 sene oldu. Sen nasılsın şuanda ?

    YanıtlaSil
  3. çncelikle geçmiş olsun atlatmışsınız allaha şükür..benim çok yakın ardaşımda şu anda kemik kanseri ve kemoterapinin henüz 2 seansında.. ne kadar sürer bu hastalıktan kurtulması..

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim atlattım çok şükür. Osteosarkom hastalığı farklı çeşitlerde reaksiyon gösterebiliyor ve farklı tedavi yolları çizilebiliyor. Ne yazık ki arkadaşınızın ne kadar sürede kurtulacağını bilemem. Bana 6 kür kemoterapi verilmişti ve 21 gün arayla 3 gün üst üste almıştım her kürü.

    YanıtlaSil
  5. Herşey daha güzel olacak, karamsarlığa yılgınlığa yer yok tüm hastalanmış güzel insanlara sıhhate kavuşarak mutlu uzun ömürlü olmaları dileğimle, kanser korkulacak birşey değil artık sadece kendimize özen göstermemiz gerekiyor hepsi bu kadar yüzünüzden gülümseme eksik olmasın.

    YanıtlaSil