Kemoterapi'nin ilk gününü kolay atlatmıştım. Herhangi bir değişiklik yoktu hayatımda. 2.gün ilaç almaya gittim. Her zaman ki işlemler yapıldı serum bağlandı ve kırmızı ilacımı aldım. Hastaneden çıkıp eve doğru giderken vücudumda tuhaf halsizlik,mide bulantısı başlamıştı. Anlam veremiyordum. İlk günkü gibi kolay olacağını sanıyordum. Eve vardık ve bulantı iyice arttı. Artık dayanamıyor sürekli istifra ediyordum. Yemek yiyemiyor sadece istifra ediyordum. Artık hayat,nefes almak ilaçlar yüzünden daha da zorlaşacaktı. Bu tepkiler ilaçların yan etkisiydi. Yemek yiyememek ve sürekli istifra etmek vücut direncimi düşürüyor halsiz bırakıyordu. Bunlar hiç beklemediğim bilmediğim reaksiyonlardı. Bu durum 6 kür boyunca bu şekilde devam mı edecekti ?
3. gün hastaneye giderken artık çok fazla bitkin ve güçsüzdüm. İlaçların yan etkilerini çok çabuk görmeye başlamıştım. Tek isteğim bir an önce bitmesiydi. Çünkü her ilaç aldığımda damar yolum tek seferde bulunamıyor acı içinde kıvranıyordum. Her gidiş gelişlerim henüz değneksiz yürüyemediğim için çok zor oluyordu. İlaçların kokusu burnumdan hiç gitmiyordu. Yemek yiyemediğim için sürekli ilaç istifra ediyordum. Bu nasıl bir hayattı ? Bu nasıl bir işkenceydi ? Bu kadar zor muydu bu hastalıktan kurtulmak ?
Eve dönmüştüm yine. 18 gün rahattım. 18 günden sonra yine 3 gün üst üste ilaç alacaktım. İlk kürü atlatmıştım. En azından iğne acısı yaşamayacaktım. neredeyse her yarım saate bir istifra ediyordum. İstifra etmeye bile gücüm yoktu artık. Başımı dik tutmakta zorlanıyordum. Düşündüğüm tek şey '' bitsin artık bu '' oluyordu.
Halsizlik,istifra,baş ağrıları bitmek tükenmek bilmeyen yan etkilerdi. Artık kilo vermeye başlamıştım. ilk kürün 10. günüydü. Yatağıma uzanmış baş ağrısı ile kıvranıyordum. Kendi kendime başıma masaj yapmaya çalışırken birden elime saçım geldi. Bir anlam verememiştim. Saçımı çektim ve olduğu gibi elimde kaldı.Ardından bir tutam daha,onun ardından bir tutam daha,bir daha,bir daha....İnanamıyordum ! Saçım kökünden çıkıyordu ! Yataktan bağırarak,ağlayarak kalktım. '' - Anneeee....saçlarımmm,saçlarımmm...saçlarım kopuyor anne ! Saçlarım gidiyor anne ! Saçlarım dökülüyor anne ! '' Anneme sarılarak ağlamaya devam ettim. Saçlarım dökülüyordu,yok oluyordu,tamamen değişiyordum,zayıflıyordum. O an ki şokla saçlarımı kendim tutarak çekmeye başladım. Annem beni durduramıyordu. 15 yaşında bir delikanlıydım. Saçlarım benim için çok önemliydi. Onlar beni yakışıklı gösteren,jole sürdüğüm,kendimce şekil verdiğim bedenimin parçasıydı...
Artık saçlarım yoktu ! Hepsini tamamen kaybetmiştim. Aynaya bakmak istemiyordum. Herkes bana acıyarak bakacaktı artık. Tüm gözlerde aynı bakış olacaktı. Tüm ağızlardan aynı kelime aynı ses tonu çıkacaktı . '' ahh yazıkk yavrumm benim ! '' Neye üzüleceğimi şaşırmıştım !
Elimden geldiğince bu halimi kabullenmeye başlamıştım. Artık sokağa bu şekilde çıkacaktım. Şapka ile kapatmaktan başka çara yoktu. ama yinede tedavi gördüğüm belli oluyordu. Çünkü saçım dışında kaşlarım,kirpiklerim ve vücudumda ki tüm tüyleri kaybetmiştim. Görüntüm tamamen değişmişti. Artık hastalıkla birlikte insanların bakışları ile de mücadele etmem gerekiyordu !
Not : Keoterapi tedavisi boyunca sadec bir kez fotoğraf çektirdim. Altta ki fotoğraf tedavinin son aylarına doğru çekilmiştir. Bu fotoğrafın en büyük anısı ise ; tedavim bittikten yıllar sonra bir arkadaşım bu fotoğrafımı gördü ve ilk tepikisi '' aa Erdinç bu deden mi ? '' oldu. (İlaçlar yüzde leke oluşmasına,kaş,saç,kirpik dökülmesine ve yaşlı bir görüntüye sahip olmaya sebep oluyordu.. )