Bir önce ki yazımda ameliyata gireceğim gün gelmişti ve yazımı bu noktada bitirmiştim.
26 Aralık 2019...
Doktorlarım, sabah ilk vakanın ben olduğumu ve ameliyata ilk beni alacaklarını söylemişlerdir. Artık neyi düşüneceğimi neye korkacağımı şaşırmıştım. Kaçmak istiyordum. Bir yandan bacağıma bakıyordum. Artık onu bir daha göremeyecektim. 21 senedir onun için emek vermiştim. 36 senedir de bir aradaydık. O benim bir parçamdı. Ayak parmaklarımı oynatıyordum. İçimden şarkı söylüyor, hayalimde onları dans ettiriyordum. Ayak bileğimi hareket ettirerek onunda bu dansa eşlik etmesini sağlıyordum. Bu onların son dansıydı, son kez bir arada oluşlarıydı. Sağ bacağımla sol bacağımı sevdim. Parmaklarımı birbirine değdirdim. Bir daha böyle bir hissiyatı yaşayamayacaktım.Parmaklarımla konuştum. Her biri ile tek tek konuştum...Dikiş izlerimi sevdim.Ayak bileğimden kalçama kadar uzanan, 12 senemi anlatan kocaman bir dikiş izi...Bacağım beni taşımıyordu, taşıyamıyordu. Sanki o da artık gitmek istiyordu. Görevini artık yapamıyordu, mahcuptu...Göz yaşlarım bacağıma damladıkça onun mahcubiyetini hissediyordum.
Her zaman ki gibi ameliyathane için giyilecek kıyafeti getirdiler. 13.ameliyata girecektim. Üzerimde ki kıyafetlerimi çıkardım ve verdikleri bez parçasını giydim. Geçmiş 21 sene gözümün önünden film şeridi gibi geçiyordu. Erdinç neler yaşadın sen ? diyordum sürekli zihnimde...Doktoruma rica etmiştim. 13. kez ameliyathane ortamını görmek istemiyordum. Artık buna gücüm yoktu. Beni odamda hafif bayıltın , sedasyon yapın demiştim. Anlayışla karşılamışlardır. Bir tane sedye getirdiler. ''Erdinç , sen bu sedyeye uzan ve bekle'' dediler. Odanın içindeydim. Annem yanımdaydı.( Yaşadığınız korku sizin erkek olmanıza , yaşınıza, endamınıza vs bakmıyor. O an küçük bir çocuk gibi oluyorsunuz..)
Sedyeye uzanmıştım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. 13. kez bu duyguları yaşıyordum. Bu sefer son olacaktı fakat , uyandığımda bir bacağım olmayacaktı! tanımadığım genç bir hanım girdi odama. Elinde maske vs değişik tıbbi malzemeler vardı. Ne oluyor dedim. ''Sedasyon yapacağım. Anestezi doktoruyum , sedasyon talep etmişsiniz'' dedi. Artık bilincim gidecekti. Sol elimin üstünden damar yolu açmıştı hemşireler. Buradan bir ilaç verdi. Hiçbir şey hissetmemiştim. Bekliyordum... Daha öncede sedasyon vermişlerdi ve hemen etkisini göstermişti. Artık gerginliğim çok yükselmişti.Bir an beynimde bir uyuşukluk hissettim ve kafamı geriye attım. Kulaklarımda bir çınlama başladı. Hemen başımı anneme çevirdim ve ona seslendim;
- ''Anne tamam, gidiyorum, bayılıyorum anne! Üzülme, geri döneceğim. Beni eksik gördüğün zaman üzülme ne olur anne. Ben çıkınca ağlama anne. Bitiyor artık anne. Bir daha ameliyat olmayacak, sorun yaşamayacağım. Seni seviyorum annem. Kendine dikkat et. Üzülme annem. Bir parçamı görmeyince üzümle annem...''
Annemi kokladım, sıkıca sarıldım, öptüm, yanağını yanağıma değdirdim, elini, kolu , boynunu her yerini öptüm....
Sadece artık ameliyathaneye gidelim dediklerini hatırlıyorum. Sedyenin sürülmesi, asansöre bindirmeleri, ameliyathaneye doğru gidiş...Hiçbiri zihnimde yok. Tamamen bayılmamıştım. Bazen bilincim gidiyor bazen geliyordu fakat ayıktığımda ne yaptığımı ne olduğunu hatırlamıyordum.
İlk ayıktığımda ameliyat masasına geçmemi söylemişlerdir.Ameliyathane içinde olduğumu fark ettim. Zar zor masaya geçtim. Orada bulunan doktorlar yardımcı oldular. Bilincim bazen yerine geliyordu fakat zor konuşuyordum. Anestezi doktorunun yanıma gelmesini rica etmiştim .Doktorlar hemen seslendi. Çok zor konuşuyordum. Genç bir hanımdı doktor.
- '' Ne olur korkmayın. Anestezik anlamda bir şeyler ters gidebilir. Sakın korkmayın. Her şey olabilir. Ben tüm sorumluluğu üzerime alacak bir evrak imzaladım. Rahat olun. Tek isteğim bir sorun olursa beni getirmek için çok çaba sarf etmeyin. Ne olur bırakın çok zorlamayın. Tüm sorumluluk ben de . Ben buna razıyım . Ne olur panik olmayın ve bırakın beni...'' (aslında uyanmak istemiyordum. o an ki duygularım bu cümleleri sarf etmeme sebebiyet vermişti. Uyanmak istemiyordum çünkü çok yorgundum. Uyanacak olursam da her şeye dört elle sarılacağımı da çok iyi biliyordum!)
Doktor - ''Erdinç...hiçbir şey olmayacak Sen burada kalacaksın.''
Tekrardan kendimden geçmiştim...
Gözlerimi açtığımda etrafımda insanlar vardı. Hala ameliyathanedeyim. Henüz başlamamışlardı. Konuşuyorlardı. Anlamıyordum. Bayılmadığımın farkındaydım. Birden bir ses duydum. Tok ve tebessüm eden yüksek bir ses;
- ''ERDİNÇ YUMUŞAK, iyi misin?''
O an kendimi koruduğum tüm kalkanlarımı indirmiştim. Çünkü bu ses Serdar hocama aitti. Yanımdaydı! Gelmişti! ve artık emin ellerdeydim. O beni koruyacak ve elinden gelenin en iyisini yapacaktı. 21 senemi biliyordu. Ameliyatlarımı gerçekleştirmişti ve beni kanserden kurtarmıştı. Bacağımı kaybetmemem için yıllarca çaba sarf etmişti.Aramızda bir bağ vardı. Beni sahipleniyordu. Kendimi artık bırakabilirdim. Tamamen teslim edebilirdim. Bu sesi duyunca ağladığımı hatırlıyorum. Hem de çok yüksek bir sesle....
- Serdar hocam, geldiniz! Çok şükür! Ne olur, kalacak olan bacağım yeterli uzunlukta olsun ve kalacak olan kemiğim çok sağlam olsun hocam!
- Sen hiç merak etme Erdinç, en iyisini yapacağız
Bu benim son konuşmam olmuştu. '' Artık başlayalım '' dediklerini duydum ve derin bir uykuya daldım...
(bir sonra ki yazımda gözlerimi açınca neler yaşadığımı paylaşacağım. Gözümü açtığımda artık sol bacağım yoktu...)
instagram: erdincyumusak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder