6 saat süren bir operasyon...
Doktorum protez kemiği çıkarmakta çok zorlanmış. Oldukça hassas davranmışlar. Kalacak olan kemiğim kırık ve hasarlıydı. 12 ameliyat olduğum için bu kemik artık incelmişti. Bu nedenle hassas davranmışlardı. Kemiği güçlendirmek ve kalınlaştırabilmek adına Türkiye de bir ilki yapmışlar, femur kemiğimin içine kesilen bacağımda bulunun fibula kemiğimi koymuşlar, bu kemiği 3 vida ile tutturmuşlardı. Böylece kemiğin kemikle kaynamasını sağlayacak, kemiği daha çok kalınlaştıracak güçlendirmiş olacaklardı. Yapılan bu operasyonun Türkiye de ilk olduğunu söylediler. Bende femur kemiğinin için fibula kemiği olan ilk insan olmuştum :)
Kendime gelmeye başladığımda beni yatağıma koyuyorlardı. Ufak bir ağrı ile kendime gelmiştim. Tabi ki anestezi etkisi devam ediyordu. Benim en büyük kaygım kalan kemiğin sağlam olması ve kalan bacağımın yeterli uzunlukta olmasıydı. Protez bacağı rahat kullanabilmek için bu iki durum çok ama çok önemliydi.
Artık gözlerimi açmaya başlamıştım. ilk sorum ''anne, bacağımın boyu uzun kalmış mı?'' oldu. Zaten annemde beni görür görmez hemen üzerimde ki örtüyü kaldırıp bacağımın kalan uzunluğuna bakmış. ''Gayet yeterli anneciğim. Senin istediğin uzunlukla kalmış bence.'' dedi. O an derin bir nefes almıştım. Anestezi etkisiyle sürekli uyuyup uyanıyordum.
6 saat süren bir operasyon olduğu için narkozu da fazla vermişlerdi.Tamamen ayılmam uzun sürdü.Artık yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım. Korkuyordum.Üzerimdeki örtüyü kaldırıp, bacağıma bakmaktan korkuyordum. Çok yüksek dozda ağrı kesici serum takıyorlardı.
- Anne, ben artık bacağıma bakmak istiyorum, kendime geldim, görmeye hazırım.
Örtüyü hafif kaldırdım ve içimde, birden kocaman boşluk oldu. 36 senedir var olan bacağım yoktu. Birden boşluğa düşmüştüm. Bacağımın alt kısmı yoktu ve orası bomboştu...Diğer bacağıma baktım ,sonrada kesilen bacağıma baktım. Boşluğu daha net fark edebiliyordum.Bacağımı oynatmaya çalıştım ve sadece kalan kısmı oynatabiliyordum. Parmaklarım , ayağım, ayak bileğim yoktu...Çok tuhaf bir duyguydu bu...Bir anda bacağım yok olmuştu. Uyumuştum, uyandım ve yoktu...Sanki kendimi uçurumdan aşağıya bırakmıştım ve sonsuz bir boşlukta düşüyordum. Tüm bu duyguları dakikalar içinde yaşamıştım. Örtüyü tekrardan kapattım ve '' Çokta kötü durmuyormuş'' deyip uykuya daldım.
Biraz zaman geçtikten sonra ayıldığımda ayak parmağımı oynatmaya çalışıyordum. Sanki kramp girmişti ve oynatamıyordum, zorluyordum. Birden oynatmaya çalıştığım parmağımın kesilen bacağımda ki ayak parmağım olduğunu fark ettim. Örtüyü tekrar kaldırdım ve bacağım yoktu. Nasıl yani ? ama ben parmağımı hissediyordum. Hatta ayak bileğimi, ayak tabanımı, topuğumu, baldır kısmımı hissediyordum ve bu hissiyat ağrılı bir hissiyattı. Tekrar tekrar örtüyü kaldırıp bacağıma bakıp durdum.
- Anne, ben olmayan bacağımı hissediyorum ve çok ağrıyor.Sanki kramp girmiş gibi oynatamıyorum parmaklarımı. Ayak tabanıma iğneler batıyor. Baldır kısmımda uyuşma var...
Bu kadar detaylı hissedince çok korkmuştum. Bakıyordum bacağıma yerinde yoktu fakat her bir parçasını hissediyordum. Olmayan bir uzvunu hissetmek ilk zamanda çok ürkütücü gelmişti.
Doktorum ziyaretime gelmiş ameliyatta neler yapıldığını anlatmıştı. Çok başarılı bir operasyon geçirmiştim ve ,
- Erdinç , kalan bacak uzunluğun yaklaşık 18 cm kadar ve Türkiye de bir ilki yaptık. Fibula kemiğini femur kemiğinin içine koyduk. Böylece kemik kemikle kaynayacak ve mevcut kemiğin daha çok güçlenecek. Ufak bir kırık kemiğin vardı. Onun kaynamasını bekleyeceğiz. Kemikleri 3 tane vida ile bağladık. 2 ay sonra film çekilecek, kaynama tamamlandı ise sokete geçiş yaparız.'' demişti.
Her şey istediğim gibi olmuştu. Korktuklarım başıma gelmemişti. Derin bir nefes almıştım.
Ertesi gün, doktorlar yataktan kalkmamı istediler. Kan değerlerim normaldi ve ayağa kalkmamda bir sorun yoktu fakat kendi kendime nasıl kalkacağım diyordum. Kendimi toparladım ve kalkmak istedim. Yatağın üzerinde oturur pozisyonda durabiliyordum. Olmayan bacağımı çok yoğun bir şekilde hissetmeye devam ediyordum. Yürümeye çalışmayacaktım, sadece yataktan kalkmam ve ayakta durmam yeterliydi doktorlar için. Bacağımı hissettiğim için kalkmaya çalışırken bacağımı kaldırabilmek için refleks olarak tutmaya çalıştım ve bir an elim boşluğa geldi. Kendimi yeniden toparladım ve ayağa kalktım. Artık bir bacağım yoktu fakat ayağa kalkmıştım. Hissiyatımın olması beni korkutuyordu. Titremeye başlamıştım. Başımı aşağıya doğru eğdim ve sol bacağımda ki boşluğu gördüm. Hissiyatım var ama bacağım yoktu.
- Anne! Bacağım yok! buna inanamıyorum. Boşluğu gördüm anne! Tek ayağımın üstünde bir bacağı olmadan durmak çok tuhaf. Dayanamıyorum anne!
Yaklaşık 2-3 dk kadar ayakta durabilmiş hemen geri yatağa oturmuştum. Evet tüm bu duygu yoğunluğu sadece 2-3 dakikada gelişmişti. Artık hayatımda ilkler başlamıştı. Her şeyi ilk kez yapacak ilk kez deneyimleyecektim...
Yatağım cam kenarındaydı. Gündüzleri sürekli gözkyüzünü izliyordum. Artık rahatlıkla oturur pozisyona gelebildiğim için , bazen oturup camdan gökyüzüne bakıyordum. Çok hayal kuruyordum. Geleceği düşünüyor , artık benim için her şeyin daha iyi olacağını hayal ediyordum. Sanki bacağım birden yok olmuştu. Sanki aniden kesilmişti. Sanki uyumuş, uyanmış ve uyandığımda gitmişti. Halbuki zaten başıma neler geleceğini biliyordum. 21 gün boyunca kesileceği günü beklemiştim ama çok hızlı ilerliyordu zaman... İnsan bilse bile başına geleceği, bu duruma kendisini hazırlayamıyormuş. Artık kabullenme sürecimin başlaması gerekiyordu. Zaman kaybetmek istemiyordum. Tüm duygularımı serbest bırakmıştım. Ağlamak istediğim zaman ağlıyor, konuşmak istemediğim zaman konuşmuyor, gülmek istediğim zaman gülüyordum. Kendimi duygu anlamında hiç kasmıyordum. Süreci bu şekilde daha rahat kabul edeceğime inanıyordum.
Hastane süreci zordur. Hastanede gün erken başlar. Yemek saatleri erkendir. Sürekli hemşire gelip tansiyonunuzu ateşinizi ölçer. Tabi bu durumlar uykunuzun bölünmesine , rahatınızın bozulmasına sebebiyet verir fakat bunlar olması gereken mecburi durumlardır. Bir an önce evinize gitmek istersiniz. Sürekli kan alınır, serum takılır, doktorlar gelip gider. Bu şekilde bir sirkülasyon olur hastane sürecinde. Elbette ben de bir an önce her şeyin yoluna girmesini ve evime gidebilmeyi dört gözle bekliyordum.
5.gün olmuştu. Her şey yolunda gitmişti. Tam da istediğim gibi oluyordu. Kan değerlerim vs normale dönmüştü. Enfeksiyon kapmamıştım ve yaramda akıntı, sızıntı yoktu. Tarih 30 Aralığı gösteriyordu. 31 aralıkta evimde yeni yıla girmek istiyordum fakat doktorum kalmam gerektiğini de söylerse kalacaktım. Abim yurt dışından gelmişti. 10 gün boyunca bizimle kalacaktı. Onunda olması, yeni yılı birlikte evde geçirme düşüncesine daha çok yoğunlaşmamın sebebiydi. Doktorum ziyaretime gelmişti.
- ''Erdinç her şey yolunda. Seni bugün taburcu edeceğiz. Bacağına yapacağın bandaj uygulaması güdüğün şekillenmesi ve sertleşmesi için çok önemli. Ne şekilde bandaj yapman gerektiğini de sana öğreteceğiz. Bugün taburcu olacaksın ''
Tamam dedim kurtuldum. Aslında hastanede bu kadar kısa süre kalacağımı hiç düşünmemiştim. 5.günde taburcu oluyordum. Diyorum ya, her şey çok hızlı ve benim için doğru, sorunsuz ilerliyordu. bu durum da umuduma umut katıyordur.
Tüm resmi işlemler yapıldı ve hayatımın başlangıcını yaşadığım odamdan çıktım. Dışarıda ki hava ile, oksijen ile buluştum. Sanki yeni doğmuş ve oksijene yeni kavuşmuştum. Arabada eve giderken zihnim allak bullaktı. Tek bir bacağım yoktu ve ben bu şekilde arabaya binmiştim. Şu gerçeği kabul etmeliydim, benim hayatım artık tamamen değişmiş ve yenilenmişti. Çok büyük bir serüven beni bekliyordu...
( Bir daha ki yazımda evime gelmemi ve yeni bedenimle evimde ilk kez karşılaştığım durumlarla ilgili yaşadığım duyguları paylaşacağım)
İnstagram : @erdincyumusak
Yaşar gibi oldum okurken... Ayni deneyimi yasayanlarin yalniz olmadiklarini anlamalari icin degerli yazdiklariniz, yarininda yasama ihtimali olanlar icinse tek bacakla nasil hayata devam edilir neler basarilirin oykusu.. Allah insana akil ve yurek yoksunlugu vermesin ��♀️
YanıtlaSilDegerli yorumunuz icin cok tesekkur ederim. Mumkun oldugunca duygularimi aktarmaya calisiyorum. Sevgiler.
SilHer bir kelimen bir kitaba bedel okudukça yaşıyorsun, okudukça anlıyorsun. Gücü gösteriyorsun. Yüreğindeki ışığı kaybetme kardeşim.
YanıtlaSilTesekkur ederim Mustafa.
Sil